14 Ekim 2013 Pazartesi

Ben Bir Ağacım



Ben bir ağacın kendisi değil, manası olmak istiyorum. 

Yalnızlığımın asıl sebebi ise hangi hikayenin parçası olduğumu benim de bilmemem. Bir hikayenin parçası olacaktım ama bir yaprak gibi düştüm oradan.

Bir ağaç resmine bakmanın, bir ağaca bakmaktan daha hoş olduğunu anlayacak kadar incelik gösteriyordu. 

Uyuyamıyor musunuz? 

Yatağınıza girdiniz. Tanıdığınız eşyalar arasında kendi kokunuz ve anılarınızla dolu çarşaflar, battaniyeler arasına yerleştiniz, başınız yastığınızın tanıdık yumuşaklığını buldu, yana döndünüz, bacaklarınızı karnınıza çekerken boynunuzu öne eğdiniz, yastığın serin yüzü yanağınızı serinletti: Birazdan, birazdan uyuyacak, karanlığın içinde hepsini, hepsini unutacaksınız..
 
Ama yavaş yavaş her soruya cevap yetiştirmenin, bir aritmetik problemini herkesten önce çözmenin ya da en iyi notları almanın zevkleri solmaya, derslerde vakit hiç geçmemeye, zaman bazan inanılmaz bir yavaşlıkla akmaya başladı. 

Nasıl oluyor da bu kız Atatürk şiiri okurken gerçekten ağlıyor.

Her ödev kontrolünde, birkaç kişinin ödevini yapmadığı halde, yapmış da, şimdi defterin sayfaları arasında bir türlü bulamıyormuş pozuna, öğretmen bunu hiç yutmadığı halde, neden başvurduğunu hiç anlayamazdım.

Akşam Sanat Okulu'na gitmeden önce, tırnaklarındaki soluk ojeyi çıkarmak için küçük bir şişe aseton alan kızların, yıllar sonra, yavan bir evliliğin yavan bir mutfağında çocuklar ve torunlar arasında, mutsuzlukla ilkgençlik aşklarını hatırladıklarında, Alaaddin'in dükkanını nasıl uzak bir masal gibi hayal ettiklerini anlattım. 

Aklınızın içindeki renkleri seyrediyorsunuz.. 

Hiç yorum yok: