3 Eylül 2014 Çarşamba

Lucy


Dünya bize 1 milyar yıl önce verildi, peki biz onla ne yaptık? Film, bu çarpıcı soruyla başlıyor. Sahi ne yaptık, hiç düşündünüz mü? İnsanoğlunun yaptığı şeyler, yani yollar, barajlar, büyük büyük binalar, teknolojiler, silahlar, finansal piyasalar, reklamlar, aklınıza ne gelirse herşey ardı ardına bir çırpıda geçiyor ekrandan. “İzlemesi bile ürkütücüyken nasıl böyle bir dünyanın içinde yaşıyoruz“ sorusunu sormadan edemiyoruz.
Filmin konusuna geçersek, Scarlett Johansson’un canlandırdığı Lucy’yi erkek arkadaşı karanlık ilişkilere dahil eder. CPH4 denilen bir maddenin kuryeliğini, hem de kendi bedeni içinde yapması istenir Lucy’den. Onu buna zorlayan baştaki kötü adamın Çinli olduğunu belirtelim. Sevgili Amerika mesajı aldıkJ CPH4, kadınların sadece hamilelik döneminde ürettiği, bebeğin kemik gelişiminin atom hızıyla tamamlanmasını sağlayan bir sıvı. Filmde, doğumun mucizeviliği kutsanırken, insan metabolizmasının hala dünya üzerindeki en büyük sistem olduğu takdir ediliyor. CPH4 denilen bu sıvıyı çekik gözlü kardeşlerimiz ilk kez bir maddeye aktarıyor. Peki ne için? Hali hazırda beyin gücünün sadece %10’unu kullanan bizlerin fazlasını kullanması için. Yani filmin bel kemiğini oluşturan soru, insan, beyninin %10’dan fazlasını, %20’sini, %50’sini ve hatta %100’ünü kullanabiliyor olsaydı, neler olurdu? Bilim kurguya göz kırpıyor Besson. Burdan sonrası standart. Kurtarıcı iyilerle acımasız kötülerin savaşını izliyoruz. Bu savaş anında çokça klişeler var şüphesiz. Ama filmin kafa yorduğu meseleler ilgi uyandırıyor.

Hiç yorum yok: