28 Temmuz 2014 Pazartesi

Mahrem




Daha kaç kadın tanımalıydı ki, yeterince kadın tanımış olmak için? Kaç kitap okuyunca alim, kaç diyar görünce gezgin, kaç hezimetten sonra bezgin olurdu insan? Kaç olunca çok, kaçta kalınca azdı rakamlar? Mademki kırılmıştı ayna, bir yeterdi Keramet Mumi Keşke Memiş Efendi'ye. Biri bine böler; kıtlıkta kuraklıkta eksilte eksilte, bollukta berekette çoğalta çoğalta çarpardı bini birle. Zaten o, rakamlardan Bir'i fevkalede bulurdu.

İnsanın canı neresinden acırsa, kalbi orada atardı. Keramettin Mumi Keşke Memiş Efendi parmaklarını gözlerine bastırdı. Faydasızdı. Durmuyordu. Kalbi gözlerinde atıyordu. Ve birden, perçinlendi parçalar. Kendi derdi ile kadının derdini birleştirmenin yolunu bulmuştu. Çünkü herşey herşeyle bağlantılıydı..

                                                                                                            Elif Şafak-Mahrem

Hiç yorum yok: